Hayat, dikiş yanlış yapılmış bir kumaş gibi; her anı bir dikiş, her hata bir yamadır.
İğneleyici sözler, doğru kişiye geldiğinde en güzel dikişleri yapar.
Sözcükler, bazen en sert iğnelerden bile acıtır.
Eleştiri, sevdiklerimizin kalbine batırdığımız bir iğne olabilir.
İğne kadar küçük, ama soktuğunda derin yaralar açan sözler…
Her iğne, bir ders; her söz, bir yansıma.
İğneleyici bir söz, gerçeği yüzüne çarpan bir ayna gibidir.
Kimi sözler, dikiş ipi gibi sabit tutar; kimi ise rüzgara kapılan bir öyle gelir.
İğneleyici eleştiriler, bazen en çok sevdiğimiz insanlardan gelir.
Bir iğne, bir kurşun kalem gibi; yalnızca gerçekleri çizer.
Söylediklerin, kalbinde açtığın yaraların ilacı olabilir.
Dikkatli sözler, gümüş kadar parlak; iğneleyici sözler, kömür kadar karanlık.
İnsanlar sözleriyle dokur, kalpleriyle diker.
İğneleyici bir cümle, bazen bir kitabın en çarpıcı alıntısıdır.
Düşünmeden edilen her iğneleyici söz, bertaraf edilmeyi bekleyen bir yaradır.
Sözler, içimizdeki yaraları açarken, büyütmeden de onarabilir.
İğne batırmak zor değil, önemli olan yarayı sarmaktır.
Kimi kelimeler, gözlerimizden daha keskin batar.
Bir cümle, bir iğne; bir bakış, bir ip çekişi.
Yüreğimizdeki dikişler bazen gümüş, bazen de siyah renk taşır.
Eleştiriler, büyümenin iğnesi; sabır, dikiş ipi.
İğneleyici sözler, bazı zamanlar hayatın sevimli tuzaklarıdır.
Gerçek, bir iğnenin batışı kadar acıtır, ama gereklidir.
Sözlerimizle dikiş tutturduğumuz yerler, ruhumuzun haritasıdır.
Her iğne, bir hatırlatmadır; her söz, bir tereddüt.
İğneleyici hikayeler, yaşanmışlığı her zaman yansıtır.
İnsan, bazen iğneleyici bir kelimeyle dikiş tutturur.
Sözlerimiz, ruhumuzun derisinde bırakılan izlerdir.
İğne batırırcasına yapılan eleştiriler, dostluktan daha değerlidir.
Her dikiş, bir özgürlük; her söz, bir gökyüzü.
İğneler, gerçekleri ortaya çıkarır; dikiş ipi sevgiyi sarar.
Zamanla unuttuğumuz, ama açtığımız yaralardan bir başkası.
İğneleyici bir dost, en sevdiğimiz acıyı öğretendir.
Sözler, kalbimizi dikişli bir örtü gibi sarar.
İğneler, sırların derinliklerine dalar.
Zaman, iğneledikçe deforme olur; ama sözlerimiz daima kalır.
Acıtan kelimeler, kalp dikiş briketleridir.
Bir iğne, bir söz, bir yaşam…
Sözlerimizin her dikişi, içsel huzuru bulmaya çalışır.
İğneler, bazen korunaklı, bazen de savunmasız yerlerden geçer.
Hayat bize sözlerle dikiş atmayı öğretir.
İğneleyici eleştiriler, bazen en güzel hediye olabilir.
İğneler ve sözler, geçmişin izlerini taşır.
Kalbimizin derisine yapılan her dikiş, bir tecrübeyi anlatır.
İğneleyici bir söz, bazen yarayı açar ama tedavi de eder.
İnsan, hayallerinin peşinden koşarken kendi sınırlarını keşfeder.Her insan, içindeki bir evreni taşır.Gerçek zenginlik, ruhun derinliklerinde…
Mavi, gökyüzünün ve denizin rengi, huzurun simgesi.Mavi, hayallerin en derin sularına daldığımız bir renk.Mavi, özgürlüğün…
Gözlerin, kalbimin en güzel melodisi.Seninle her an, yıldızların en parlak olduğu geceler gibi.Aşkın, hayatımın en…
Seninle her an, bir masal gibi.Gözlerin, ruhumu okşayan en güzel deniz.Kalbimdeki en özel yer, yalnızca…
Cemal Süreya, aşkın dilini en güzel şekilde konuşan şairdir.Her sözünde bir kalp atışı, her dizesinde…
Kalbimdeki yaralar, sözcüklerin hüznüyle kanıyor.Bir zamanlar sevdiğim gözlerin, şimdi bana yabancı.Duygularım, kırık dökük bir aynada…